Sömürüsüz Bir Dünya’dan iki deneme :
AMAÇSIZLAŞAN TERÖR
Terör yeni bir şey değil. Temelinde insanın insanı korkutması, korkutarak istediklerini yaptırması yatıyor. Tarihin her döneminde, her ülkede, her toplumda var. Ayrıca evlerimizin içinde de yaşıyoruz. Annesi, “Babana söylerim ha!” dedi mi, çocuk korkup köşeye siniyor.
İnsanlar bunu toplumsal yaşama nasıl geçirmişler?
Diyelim sağcı ya da solcu bir siyasal örgüt, amacını gerçekleştirmesine engel olan devlete, ya da devletten yana bireylere, ya da bir seçim yapmadan topluca halka karşı şiddet eylemlerinde bulunuyor.
Ne sonuç beklenebilir?
Gücü elinde bulunduranları, devleti yönetenleri öldürürseniz, özlediğiniz siyasal, toplumsal değişiklikler hemen gerçekleşir, halk sizden yana mı döner?
On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında anarşistler bu tür terörü denediler. İnsanlara acı çektirmekten başka bir işe yaramadı.
“Sağcı ya da solcu bir siyasal örgüt,” dedik. Buna şu da eklenebilir : Dinci ya da etnik bir grup...
Ya da tam tersi : Devletin ordusuna ya da polisine bağlı gizli bir örgüt...
Terörün çok çeşitli amaçları olabilir :
İnsanlar ürkütülerek bir dinin gereklerine uymaya zorlanabilir.
Bir kargaşa yaratılıp ülke halkı bezdirilerek çeşitli etnik grupların bir arada yaşamalarının olanaksızlığı, ayrılmanın kaçınılmazlığı düşüncesi yaygınlaştırılmaya çalışılabilir.
Kurulu düzene karşı çıkanların önderleri öldürülerek yandaşları sindirilebilir.
Dışlanmak isteyen bir grubu gözden düşürmek için, onlar adına, halkın büyük tepkiyle karşılayacağı birtakım eylemler yapılabilir.
Ama bütün bunlar kalıcılığı olamayacak gelip geçici amaçlardır.
Kişilerin, grupların yarattığı terörün yanında, devletlerin, yönetici güçlerin yarattığı terör, tarihte çok daha geniş bir yer tutuyor. Halkı korumak için yapılması gereken yasaların birçok durumda devleti koruyan terör yasalarına dönüştürüldüğü de bir gerçek.
Roma İmparatorlarının ya da Osmanlı Sultanlarının karşıtlarını, buyruklarına uymayanları öldürme, sürgüne gönderme, mal varlıklarına el koyma gibi yollarla yıldırmaları; İspanya’daki Engizisyon’un dine aykırı davrananları tutuklayıp işkence yaparak, öldürerek Hıristiyanlar arasına korku salması unutulmaz terör uygulamalarıdır.
Fransız Devrimi sırasında Robespierre’in başa geçtiği dönemi ise (5 Eylül 1793 - 27 Temmuz 1794) tarih “Terör Dönemi” diye anar. Bu kısacık süre içinde devrim düşmanları olarak nitelenen soyluları, din adamlarını, karaborsacıları sindirmek amacıyla, üç yüz binden fazla kişinin tutuklandığı, on yedi bin kişinin yargılanıp idam edildiği, birçoklarının da yargılanma sırası gelmeden zindanlarda öldüğü anlatılır.