Kitabın “Sunu” yazısı :
Bu kitapta 1993-1997 yılları arasında çoğunu “Adam Sanat”ta yayımladığım yazılarla, 1987’den 1996’ya çeşitli dergilerde, gazetelerde yer alan konuşmalarımı bir araya getirdim.
Duyumsanmayan Karanlık da aynı yıllarda “Adam Sanat”ta yayımladığım yazılardan oluşuyordu. Ama orada toplumsal konular üzerine denemeler ağırlıktaydı.
Biçemden Biçeme ise yazını konu alan eleştirel denemelerle başlayıp sürüyor. Toplumsal sorunlarla, siyasayla ilgili sözler araya yazınsal değerlendirmeler gerektirdiği kadar giriyor.
“ Nâzım Hikmet ’in Başarısı” adlı yazıyı, Fethi Naci’nin isteği üzerine, Fransa’daki bir üniversitede Türkçe yayımlanacak bir kitap için yazmış, şairin şiirlerinden örnekler de seçmiştim. Geçenlerde öğrendiğime göre, tasarlanan kitap yayımlanmamış, öğrenciler için teksirle çoğaltılmış.
“1960 Sonrası Türk Yazınının Gelişmeleri” adlı yazıyı ise bir arkadaşımın isteği üzerine, Almanya’da yayımlanacak bir kitap için yazmıştım, ama amaca uygun görülmediğinden kullanılmadı.
“Yunus Emre’de Hoşgörü” de istek üzerine yazıldı. Ankara’daki Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Vakfı’nca, Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla yayımlanan
Yunus Emre, Nasrettin Hoca ve Hacı Bektaşi Veli’de Hoşgörü adlı yapıtta yer aldı.
Elinizdeki kitabın bölümleri şöyle :
Birinci bölüm : Deneme, eleştiri yazıları.
İkinci bölüm : Aziz Nesin ile Mehmet Ali Aybar için yazılmış iki yazı.
Üçüncü bölüm : İki inceleme. 1960 sonrasında Türk yazınının gelişmeleri üzerinde siyasal olayların etkilerini sergilemeye çalışan bir tarih özetlemesi ile Yunus Emre’de hoşgörü konusuna yönelik bir okuma çalışması.
Dördüncü bölüm : Tartışma yazıları.
Beşinci bölüm : 1987-1996 yılları arasında yapılmış, çeşitli dergilerde, gazetelerde yayımlanmış konuşmalar.
Bu konuşmalarda sporla ilgili sorular da yer alıyor. Yazın alanında Memet Fuat kalem adını kullanmam, spor alanında ise Mehmet Bengü adıyla tanınmam uzun yıllar iki işi birbirine karıştırmadan sürdürmeme olanak vermişti. Sonra “Hürriyet” gazetesinin spor sayfasında “ Nâzım Hikmet 'in oğlu Türk Voleybol Milli Takımını Çalıştırıyor” diye boydan boya bir manşet atılınca, bir yazın adamının antrenörlüğünü ilginç bulanlar, durumu merak edenler birden çoğaldı. 1986’da “Güneş” gazetesinde yayımlanan “Eleştirmen Memet Fuat ve Voleybol Antrenörü Mehmet Bengü ile Konuşma” (bkz.
Duyumsanmayan Karanlık) türü yazılar birbirini izledi. Bunlar genellikle uzun konuşmalar oluyordu. Arkasından Bedirhan Toprak, Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, “Sombahar”cılar, Feridun Andaç, Enver Ercan gibi soru sormayı eleştirel bir iş olarak görenlerin yaptıkları yazınla ilgili uzun konuşmalar da gelince, görüldüğü gibi, bu kitabın beşinci bölümünü bayağı geniş tutmak gerekti.
(ss. 7-9)