| Anlatı | Seçme Şiirleri | Tiyatro | Spor | Çeviriler | Albüm | Çeşitli | Günce | Anı | Deneme | Konularına göre derlenen denemeler | Yaşamöyküsü | Mektup derlemeleri | Yaşamı, sanatı, yapıtları dizisi | Antoloji |

Mektup derlemeleri / CEZAEVİNDEN MEMET FUAT’A MEKTUPLAR

CEZAEVİNDEN MEMET FUAT’A  MEKTUPLAR

Bu kitabı satın al

CEZAEVİNDEN MEMET FUAT’A MEKTUPLAR

IKVVBNQE9C6EMFZ6O5X0, Adam Yayınları, 1998
Kitabın başındaki "Birkaç Söz" :

   Bu mektuplar 1943-1950 yılları arasında Bursa Cezaevi'nden yazılmıştır. Kırıcı olmasın diye çıkarılan bir iki cümlenin, bir iki adın ötesinde herhangi bir değişiklik yapılmış değildir. Yayımlanmalarında özel bir amaç da güdülmüyor. Nâzım Hikmet'in yazdığı hiçbir şey kaybolmamalıdır, bu arada, bütün mektuplarının da yayımlanması gerekir diyenlerin isteğine uydum, o kadar. Kemal Tahir'e yazılan mektuplardan sonra, bunların da bütünüyle ortaya çıkması, belki Piraye'ye yazılan mektupların da yayımlanmasına yol açar diye düşünüyorum.
   Okurların iki durumu gözden kaçırmamaları gerekiyor : Biri, bu mektuplar daha işin başında olan (on iki yaşından on yedi yaşına kadar, emekli general bir büyükbabanın yanında yaşamış, beş yıl kendini her şeyden çok spora vermiş, sonra birdenbire - ama gene o ortamda - beş yıl öncesinden gelen bir itişle yazı yazmaya heves etmiş, daha doğrusu, annesinin ardı arkası kesilmez isteklendirmeleriyle yazı yazmaya itilmiş olan), sanat konularında hayli bilgisiz bir gence yazılmaktadır. Birçok sorunun çok basitleştirilerek, çok açık anlatılması bu yüzden. Ayrıca, yüreklendirme kaygısının aşırı yüksekliği de bu yüzden. İkincisi, Nâzım Hikmet bu mektupların bazılarını salt kendisine yöneltilen soruları cevapsız bırakmamak için, zaman zaman isteksizleşerek, ama direnircesine tekrarlanan sorular karşısında çaresizlikle yazmıştır. Örnekse, kendisinden söz etmekten hoşlanmadığını belirterek başladığı bölümün yazdırılması, birkaç mektupluk bir çaba, hatta bir küskünlük belirtilişi sonunda sağlanmıştı.
   Okurlardan bir dileğim de bu mektupların yayımlanmak üzere yazılmadıklarını unutmamalarıdır.

Devamı